T

 

         Analoji,  “Özde farlılıklar taşımakla birlikte benzer özellikler gösteren şeyler arasındaki benzeşmedir” diye geçmektedir.

         Yunanca’da ana logon: “bir orana göre”, orantılı ilişkilerdeki benzerliktir. Bu benzerlik farklı ölçeklerdeki iki biçim (örn. iki üçgen) arasında olabileceği gibi, iki ayrı nicelik arasında da olabilir. Analojinin Yunanlılar tarafından kullanılan bir başka biçimi de “ilişki ile sonuca varma” olarak bilinen, işlev benzerliğini çıkarsama yoludur. Aristoteles bu iki tür analojinin formüllerini verir: “A, B’ye göre ne ise, C de D’ye göre odur” ve “B, A’yı içeriyorsa, D de C’yi içerir” . 

Toplumsal ve siyasal tartışmalarda analojiler, daha iyi bilinene konulara dayanarak daha az bilinen konuları aydınlatmada yararlı olabilir. Örneğin biyolojik analojilerden yola çıkılarak toplumun “organik” bağlantılara sahip olduğu görüşü ileri sürülebilir. Ancak bu tür analojiler, toplumdaki bireylerin de kendilerine ait amaçları, hakları ve sorumlulukları olduğu gerçeğini gözden kaçırdığı ölçüde yanıltıcıdır. Analoji yöntemi kullanılırken bir yandan belirtilen benzerliklerin ileri sürülen savla yakın ilgisi olduğu, öte yandan farklılıkların da gene söz konusu savla herhangi bir ilgisinin bulunmadığı her zaman gösterilebilmelidir. Birçok durumda bu ayrımı belirlemek zordur ve bu yüzden de analojiye dayalı kanıtlamalar, ayrıca bağımsız olarak ortaya konabilen görüşlerle desteklenmedikçe yetersiz kalır .

 

 

Pek çok mimar, doğada mevcut olan (canlı veya cansız) birtakım nesnelerden esinlenerek veya kendilerinden daha önceki dönemlerdeki akımlardan, mimarlık yaklaşımlarından etkilenerek tasarımlarını yapmaktadırlar. Sonuçta bu tasarımlar, ya kavramsal olarak esin kaynaklarına uyum göstermekte ya da tamamen onlara benzemektedirler. Mimarların, gerçekleştirdikleri  bu tür tasarım sürecinde önemli bir aşama olan “Öykünme”ye paralel “Analojiler” önemli bir yer almaktadır. 

Mimarlıkta analojiler, bu konuda araştırma yapmış uzmanlarca birtakım sınıflara ayrılmıştır. Bu sınıflamaların neler olduğu, özellikleri ve örnekleri aşağıda adı geçen uzmanların isimleriyle açıklanmaktadır.

C. Abel, William Gordon, Peter Collins

   

R

     
A      
B      
Z      
O      
N      
       
K      
E      
N      
T      

 

     
R      
E    

PONTE VECHİO, 1799

“Zafer Köprüsü” adlı bu köprünün, zemin katında kuyumcular çarşısı bulunmaktadır. Ancak silüette konutlarla dolu bir “sokak cephesi” görünümündedir.

   
H      
B      
E      
R      
İ